7 Eylül 2007

From: Kayhan Kantarlı kayhan.kantarli@ege.edu.tr
To: "Undisclosed-Recipient:;"@virusguard.ege.edu.tr
Time: Fri, 7 Sep 2007 13:48:32 +0300
Subject: BİLİM ETİĞİNE SAYGI ÇAĞRISI 2


TÜRKİYE ÜNİVERSİTELERİNİN DEĞERLİ ÖĞRETİM ÜYELERİ,

ÜNİVERSİTELERİMİZDEKİ BİLİMSEL HIRSIZLIKLARIMIZ EN SONUNDA DÜNYANIN SAYGIN BİLİM DERGİLERİNDE HABER OLDU

EKTEKİ DOSYADA BULACAĞINIZ NATURE DERGİSİNİN EYLÜL SAYISINDA YAYINLANAN "Turkish physicists face accusations of plagiarism" BAŞLIKLI HABERE BİR BAKIN LÜTFEN
(Kaynak:
http://www.blogger.com/; yazının tam metni ancak abone olanlar tarafından indirilebilmekte olup, ekte görülen bu tam metin saygıdeğer bir bilim insanımız tarafından sağlanmıştır. Bilgilenmemizi sağlayan değerli hocalara teşekkürler)

Takdir edersiniz ki ulusça yüzümüzü kızartan, ve üniversitelerimiz ile Türk bilimcilerinin uluslararası saygınlığına çok büyük bir darbe vuran bu skandalın başlıca nedeni yöneticilerin örtbas etme tutkuları, kayırmacılık ve tabii ki iki yıl önce , 27 Ekim 2005 de, bir basın toplantısıyla Üniversite yöneticileri, YÖK, ÜAK, TÜBİTAK ve TÜBA'ya yaptığımız 600' e yakın imza içeren çağrımızdaki uyarı ve taleplerimizin ilgili kişi ve kurumlarca dikkate alınmamasıdır.

Bu nedenle, iki yıl önceki çağrımızda imzası bulunan siz değerli öğretim üyelerini bu mesajın aşağıda "*" işaretleri ile ayrılmış kısıma kadar olan bölümünü ilgili kişilere hitaben yazılan metnin altına,ismimi silerek, kendi kimliğinizi de yazdıktan sonra e-posta adreslerini verdiğim Yükseöğretim Kurulu, Üniversitelerarası Kurul ve Türkiye Bilimler Akademisi Başkanlıklarına, Üniversite Rektörlüklerine ve TÜBİTAK AYEK başkanlığına, metnin altındaki 583 imzalı 27 Ekim 2005 tarihli, bilim etiğinin yakın takipçisi olacağımızı açıkladığımız çağrımızla birlikte postalamaya davet ediyorum.

İlgili Kurum başkanları ve rektörlerin e-posta adresleri:


Sevgi ve Saygılarımla

Kayhan Kantarlı
Ege Üniversitesi Fen Fen Fakültesi
Fizik Bölümü Öğretim Üyesi



***************************************

ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ELEMANLARINDAN
BİLİMSEL VE ETİK DEĞERLERE SAYGI ÇAĞRISI

27 Ekim 2005

Bizler, etik değerlerdeki aşınmanın son yıllarda toplum ahlakını ve ülkenin bilimsel geleceğini tehdit eder boyutlara ulaşmış olması karşısında Bilim Etiği başta olmak üzere Toplumsal-Siyasal Etiğin Gelişmesi ve Yerleşmesi gerektiğine inanan öğretim elemanları olarak aşağıdaki görüş ve düşüncelerimizi kamuoyu ile paylaşmak ve ilgili kişi ve kurumların dikkatine sunmak gereğini duyuyoruz.

Bilimin ana uğraşı, var olma nedeni, gerçeği aramaktır. Bilimsel gerçeğin aranmasında çıkış noktası varsayımdır. Bilim insanı önce varsayım üretir, ondan sonra da olanca güç ve dürüstlükle bu ürettiği varsayımı çürütmeye çalışır. Bunda gerçekten başarılı olamadığında, ve ancak o zaman, bilimsel gerçeğe erişebilir. Kendini çürütmeye çalışmak olağanüstü bir dürüstlük gerektirir. O nedenle de etik ve bilim tümüyle bir bütündür. Bilim yaparken ayrıca etik beklenmez. Etik olmazsa bilim de olmaz.

Bilim uğraşının etiğe koşut ikinci temel öğesi özgünlüktür. Özgünlük de etik gibi bilimin olmazsa olmazıdır. Varsayımlar aynı bile olsa bilimin temel yöntemi olan varsayım çürütme işlevi hemen her örnekte kaçınılmaz olarak değişiklik gösterir. Bu nedenle gerçek bilimsel çaba her zaman özgündür.

Bilim etiğinden sapma çok çeşitli olabilir. Kamuoyunca daha iyi bilinen aşırmalar (=intihal) yanında yapılmamış deney veya gözlemler yapılmış, yapılanların sonuçları çarpıtılmış veya bu deney ve gözlemlerle hiç ilgisi olmayanlar bunları yapmış gibi gösterilebilir. Ancak tüm sapmaların ana öğeleri, bilimin temelleri olduğunu vurguladığımız etik ve özgünlük yoksunluğu ile bunlara koşut giden gerçek bilim insanının birey hakkına saldırıdır. İşte bu nedenlerle bilim etiğinden sapmalar uygar ülkelerde büyük tepki alırlar.

Üniversitelerimizde onyıllardan beri süregelen ve çok tehlikeli bir şekilde adeta kanıksamaya başladığımız söz konusu sapmalardan ve daha da önemli olarak bu sapmaları yapanların, meslektaşlarımız ve özellikle yöneticiler düzeyinde gördükleri korumadan çok rahatsızız. Üniversite yöneticileri, YÖK, ÜAK, TÜBİTAK ve TÜBA'nın dünya görüşü, siyasal düşüncesi, inancı, akademik ve toplumsal konumu ne olursa olsun bilim etiğini çiğneyenler karşısında tarafsız, etkin ve kararlı bir tavır almasını talep ediyor, söz konusu kişi ve kurumları bilim etiğine gerçek anlamda sahip çıkmaya çağırıyor, akademik uğraş kadar ülkemizin saygınlığı yönünden de yaşamsal gördüğümüz bilim etiğinin yakın takipçisi olmaya korkmadan ve yılmadan devam edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.
*******************